Carpe Di Em

İlk bölüm

Lanet olsun. Dün fazla mı kaçırdım acaba içkiyi?


Sabahın köründe Akın’ın aklından geçen ilk bu olmuştu. İlk başta erken kalktığını görünce sevindi ama sonra 24 saat uyuduğunu fark ettiğin sevinci kursağında kaldı. Yavaşça sızıp kaldığı kanepeden kalkarak banyoya gitti. Yüzünü yıkamak için soğuk suyu açtı ama suyun soğukluğundan tırsarak sadece elini yıkadı. Aynadaki yansımasına baktı. Çok dağınık gözüküyordu. Gözleri hahiften kanlanmıştı.‘ Her halde tüm dünyanın en çok kazanan gençleri listesindeki kişiler böyle görünüyodur diyerek hafifçe güldü.

(Sanırım ilk olarak kahramanımızı tanıtmayı unuttum. Az önce klasik bir sabahını okuğunuz kişi Akın Yev. 27 yaşında başarılı bir ekonomist. Başarılı derken dünyanın en çok kazan gençleri listesinde olucak kadar başarıdan bahsediyoruz. Ama bir sorunu var. Yanlızlık ve ya yetimlikten başka ve bu onun hayatının tek kayıdı.)



18 Mart 2009
Sabah her zamanki gibi sessizdi. Evin bahçesinden gelen kuş ve su sesleri geliyordu. Saatin her saniye çıkardığı o mekanik sesle beraber harika bir senfoniydi bu. Taa ki şeytani alarmlı saat çalana kadar. Kuşlar dillerini yuttu, yapay dere dondu. Herşey kaos içindeyken gökten gelen bir el alarmlı saatin canını okudu ve barış tekrar geldi. Ama bu seferde bu kahraman elin sahibinin esnemesiyle herşey tekrar gitti.
Akın homurdanarak büyük yatağından kalktı. Gece geç saatlere kadar çalışmıştı. Yerdeki pantalonun cebinden telefonunu alıp saate baktı. Bu sırada aramayı unuttuğu kızlardan gelen mesajları silmeyide unutmadı. Eğer başka bir kız bu mesajları görürse fazla iyi olmazdı.
Hızla sıcak bir duşa girdi. Tam anlamıyla kendine gelmiştiki aynada uzun zamandır sık sık görmeye alıştığı manzarayla karşılaştı. Burnu hızla kanıyor ve gözleri kanlanmıştı. Şirketteki çocuklara doktora görüneceğine söz vermişti. Her seferinde üşenip gitmiyodu ama bu sefer boştu günü ve atletlerine kan bulaşmasından bıkmıştı. Doktora gidicekti.
Belli prosedürler. Birkaç kan testi, idrar testi ve fiziksel testler. Kaliteli bir check-up aşağı yukarı bunlardan oluşur. Sonra doktor bazı şeyler söyler ve ilaç yazar. Bu ilaçları kullandığında ise basitçe iyileşirsin ama bazen istisna durumlar vardır. O durumlarda biraz daha fazla bekler ve ya ekstra testler yaptırırsınız. Normalde bir insan altına eder bu durumda ama Akın’ın yaptığı tek şey tüm günü gittiği için birkaç küfür edip sigara yakmak oldu.
Doktor bir süre sonra odaya gelince sigarası söndürmek için kültablasına bastırıcakken doktor sorun değil diyip Akın’ı durdurdu. Sonra kendiside bir sigara yaktı.Yarım saat civarlarında tıbbi karmaşık açıklamalardan sonra şu cümleleri söyledi: ‘Yani beyin hücreleriniz yavaşca ölüyor. 1,5 ve ya 2 ay fazla sorun olmaz ama sonra hafızanızı ve fiziksel kabiliyetlerinizi kaybetmeye başlıycaksınız. Sonra ise … ölüceksiniz’. Odada uzun bir süre sessizlik oldu. Bu sessizliği bozan tek şey Akın’ın ağzından düşürdüğü sigaranın deri koltukla beraber yaptıkları ses bozuyordu. Cızzzzzzzz!

20 Mart 2009
Lanet olsun. Dün fazla mı kaçırdım acaba içkiyi? Sabahın köründe Akın’ın aklından geçen ilk bu olmuştu. İlk başta erken kalktığını görünce sevindi ama sonra 24 saat uyuduğunu fark ettiğin sevinci kursağında kaldı. Yavaşça sızıp kaldığı kanepeden kalkarak banyoya gitti. Yüzünü yıkamak için soğuk suyu açtı ama suyun soğukluğundan tırsarak sadece elini yıkadı. Aynadaki yansımasına baktı. Çok dağınık gözüküyordu. Gözleri hahiften kanlanmıştı.‘ Her halde tüm dünyanın en çok kazanan gençleri listesindeki kişiler böyle görünüyodur diyerek hafifçe güldü.

(Sanırım ilk olarak kahramanımızı tanıtmayı unuttum. Az önce klasik bir sabahını okuğunuz kişi Akın Yev. 27 yaşında başarılı bir ekonomist. Başarılı derken dünyanın en çok kazan gençleri listesinde olucak kadar başarıdan bahsediyoruz. Ama bir sorunu var. Yanlızlık ve ya yetimlikten başka. O her gün gitgide ölüyor ve bu onun hayatının tek kayıdı.)

vay be, gidişatına bayıldım, merak ediyorum doğrusu, hemen gerisini de ekle cümleler de hoşuma gitti. Tek sorun: Kan korkum var çok fena nasıl okucaaaaamm

İki versiyonu olucak. Biri sansürlü yani kavga, içki ve küfürlerin fazla olmadığı diğeri ise sansürsüz versiyonu yani baa olay olucak. Sansürlüyü internetten diğerini msnden isteğe göre dağıtıcam:D

Ama sonuçta ikisi de aynı hikaye değil mi?

Aynı, fark olarak mesela küfür olan bölümler de lanet olsun , kahretsin tarzı şeyler olucak.

hıııı, güzel ya... o zman sansürlü hikayeyi foruma yollamazsan bana e-maille yolla, çok merak ettim adamın hastalıığ ne olacak?

yaa inanmıyorum niye spoiler verdin, ben de önemli değldir diye baktımm

hayır bunu okumucam

asıl bunu okuman lazım

hayır, spoiler o spoilerı hiç sevmem. Ben adamın hastalığı nolcak derken merak ediyorum manasında söyledim, yani sormuyordum onu.